Sancaktepe Evde Masaj Hizmeti Esra Hanım

Sancaktepe Evde Masaj

Sancaktepe Evde Masaj Gerçi evli çiftlerin aynı yatak odasını paylaşması sık rastlanan bir konum değil fakat buraya son gelişlerinde paylaşıyorduk, bu yüzden şimdi ayrılışımızın sebebini merak ettiklerinden inanırım. Eşyalarımı taşıyalı iki hafta oluyor. Yatağım öyle soğuk ki. Ondan nefret ediyorum. Çocuğun doğumu için bile heyecanlanmıyorum. ON DOKUZUNCU BÖLÜM Sonraki bir kaç hafta korkunç geçmişti. Turner yiyeceklerini çalışma odasında yiyor; Miranda’nın karşısında bir saat dahi oturmak ona acı veriyordu. Bu kere onu yitirmişti ve onun gözlerine bakıp da onları boş ve duygudan yoksun görmek onu derinden yaralıyordu. Miranda artık bir şey hissedemiyor olsa da, Turner çok fazlasını hissediyordu.

Miranda’nın, onu hissettiğinden kararlı olmadığı duyguları kabullenmeye zorlamasına çok kızgındı. Miranda’nın, onun için hazırladığı bu sınavı geçemediğine karar verip evliliklerini yüzüstü bırakma noktasına gelmesine öfkelenmişti. Miranda’ya bu acıları çektirdiği için kendini kabahatlu hissediyordu. Ona iyi mi davranacağı mevzusunda kafası karışıktı ve onu yine asla kazanamayacağından korkuyordu. Ona onu sevmiş olduğini söyleyemediği için kendisine kızıyordu ayrıca hakikaten âşık olup olmadığını iyi mi belirleyeceğini bilemediği için de kendisini birazcık yetersiz hissediyordu.

Sancaktepe Evde Masaj

Sancaktepe Evde Masaj En önemlisi de sadece hissediyordu. Karısının yokluğunda yalnızdı. Onu ve onun tüm ufak gülünç yorumlarını ve alaylı ifadelerini özlüyordu. Holde karşılaştıkları zamanlar, onda evliliğe ilk adımını attıği hanıma ilişkin bir ipucu yakalamaya çalışarak kendini onun yüzüne bakmaya zorluyordu. Miranda başka bir kadın haline gelmişti. Artık umursuyor benzer biçimde görünmüyordu, bununla beraber aslabir şeyi. Çocuğun doğumuna kadar kalmaya gelen anası onu arayıp bulmuş, Miranda’nın yemeklerine nerede ise hiç dokunmadığını söylemişti.

Turner içinden küfür etmişti. Miranda bunun sağlıksız bulunduğunu fark etmeliydi. Sadece onu sarsıp mantıklı olmaya çağrı edemiyordu. Sadece bir kaç uşağa gözlerini onun üzerinde tutma talimatı vermişti. Ona gmeşhurk raporlar getiriyorlardı, çoğu zaman sabahın erken saatlerinde, o çalışma odasında oturmuş, brendisini içerken. Bu gece de farklı değildi. Kapının sertçe çalındığını duyduğunda üçüncü brendisindeydi. “Gir.” Çok şaşırdı, içeri giren annesiydi. Kibarca başını salladı. “Beni cezalandırmaya geldin sanırım.” Leydi Rudland kollarını önünde kavuşturdu. “Seni niçin cezalandırmam icap ettiğini düşünüyorsun?” Turner’ın gülümsemesinde neşeden eser yoktu.