Sancaktepe Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar
Sancaktepe Mutlu Sonlu Masöz
Babaannesinin bu bölgedeki en iyi çiftçilerden biri olduğundan, Garonne Nehri yöreındaki en iyi ekleri pişirdiğinden, yirmi sekiz yıl boyunca askeri uzay gemisi pilotluğu yaparak ülkesine hizmet etmiş ve en sevmiş Sancaktepe Mutlu Sonlu Masöz olduği damalı mutfak önlüğüne iliştirdiği özsevi madalyasını hâlâ taşıdığından falan bahseden olmamıştı. Hayır. Polise onun bir deli bulunduğunu söylemişlerdi. Ve polis de dosyayı kapatmıştı. Ne var ki o dosya, uzun süre kapalı kalmayacaktı.
Babaannesi oralarda bir yerdeydi ve Avrupa’daki her dedektifin geçmişini araştırmak ve onlara şantaj yapmak zorunda kalsa bile, hanımın bulunmasını sağlayacaktı. Hızla batan güneşle birlikte, Scarlet’ın çiftliğin taşlı yolu üstüne düşen gölgesi, hızla daha da uzuyordu. Çakıl taşlı yolun ilerisinde, mısır ve şeker pancarı tarlaları her yöne uzanıyordu ve belirmeye süregelen ilk yıldızlarla taçlanmıştı. Batı tarafındaki manzara, iki penceresi turuncu ışıkla aydınlanmış, taştan bir evle bölünmüştü. Kilometreler boyunca, tek komşuları bu evde yaşıyordu.
Yaşamının yarısından çoğu süresince yaşadığı bu çiftlik, Scarlet için bir tür cennetti. Seneler geçtikçe, herhangi bir insanın toprağa ve havaya besleyebileceğini sandığından derin bir aşkla buraya bağlanmıştı ve babaannesinin de onun şeklinde hissettiğini iyi biliyordu. Aklına getirmekten hoşlanmamasına rağmen, bir gün bu çiftliğin ona kalacağının elbet farkındaydı ve bazen, burada yaşlandığını düşleyerek hayal kurardı. Tırnaklarının altındaki toprakla ve devamlı tamire ihtiyaç duyan bu eski evde, mutlu ve rahat bir yaşam.
Sancaktepe Mutlu Sonlu Masöz
Mutlu ve rahat… Tıpkı babaannesi benzer biçimde. O kendi isteğiyle ayrılmış olamazdı. Scarlet bundan emindi. Ahıra taşıdığı sandıkları ertesi gün androidlerin onları dolduracağı bir köşeye dizdi ve sonra eline bir tavuk yemiyle dolu bir kova aldı. Bir yandan yürürken bir yandan avuç dolusu attığı mutfak artıklarıyla ayaklarının dibinde dolaşan tavukları besledi. Köşeyi döndüğünde, olduğu yerde durdu. Evin ikinci katındaki bir pencere aydınlıktı.
Babaannesinin odası. Kova, parmaklarının arşından kayarak düştü. Tavuklar, ciyaklayarak kaçıştı, sonra yere saçılan yemleri gagalamak üzere geri koşturdu. Scarlet yemlerin üstünden atladı ve çakıl taşlarını ayaklarının altında ezerek koşmaya başladı. Evin kapısını açarken kalbi, hızlanmış, hemen hemen göğsünden fırlayacak gibi atıyordu ve hızlı koşusu yüzünden ciğerleri yanmaya başlamıştı.
Son yorumlar