Sancaktepe Evde Masaj Hizmeti
Sancaktepe Evde Masaj
Lord Rudland’ın çalışma odasındaki şömine yakılmıştı. Miranda hâlâ birilerinin ayakta olabileceÄŸini düşünememiÅŸti – Sancaktepe Evde Masaj Bevelstokelar her vakit erken yatardı. Açık kapıya varıncaya kadar yolluk halı üzerinde usulca yürüdü. “Aa!” Turner babasının koltuÄŸundan başını kaldırıp baktı. “bayan Mirandaa, ” dedi adının son hecesini uzatıp, çok
tembel bir halde oturmaya devam ederken. “Ne sürpriz.” Turner, babasının çalışma odasının kapısında duran hanımefendi Miranda Sancaktepe Evde Masaj Cheever’ı gördüğüne niçin ÅŸaşırmadığından kesin deÄŸildi. Koridordaki ayak seslerini duyduÄŸunda, bu gelen kiÅŸinin o olması icap ettiÄŸini biliyordu. DoÄŸru, ailesi ölüler benzer biçimde uyuma eÄŸilimindeydi ve onlardan birinin ayakta ve atıştıracak veya okuyacak bir ÅŸeyler aramak için koridorlarda dolanıyor olması pek akıl alacak bir düşünce deÄŸildi. Ancak, onu bu ferdin Miranda olduÄŸunu düşünmesine yönelten, bunun da ötesinde bir ÅŸeydi. O bir izleyiciydi, o, hep orada, hep o baykuÅŸumsu gözleriyle sahneyi gözetliyordu. Onu ilk ne zaman gördüğünü hatırlayamıyordu –
Sancaktepe Evde Masaj
belki de o deliÅŸmen kız daha yürütecinden kurtulmadan önceydi – o bir demirbaÅŸtı, gerçekten, her nasılsa hep oradaydı, hatta sadece ailenin bulunması ihtiyaç duyulan, böyle zamanlarda bile. “Gideyim, ” dedi Miranda. “Hayır, gitme, ” diye yanıtladı, çünkü… çünkü neden? Çünkü hainlik yapıyormuÅŸ benzer biçimde hissetmiÅŸti? Çünkü haddinden fazla içmiÅŸti? Çünkü sadece kalmak istemiyordu? “Kal, ” dedi eliyle boÅŸluÄŸu iÅŸaret ederek. Normal olarak oralarda oturacak bir yer olmalıydı. “Bir içki iç.” Miranda’nın gözleri irileÅŸti.
“daha fazla büyüyeceklerini sanmazdım, ” diye mırıldandı Turner. “İçemem, ” dedi Miranda. “İçemez misin?” “İçmemeliyim” diye düzeltti. Sancaktepe Evde Masaj Turner, onun kaÅŸlarının birbirine yaklaÅŸtığını görür benzer biçimde oldu. Güzel, onu, tahrik etmiÅŸti. Hâlâ bir kadını, onun kadar eÄŸitimsiz bile olsa, kışkırtabildiÄŸim görmek iyi bir duyguydu. “Madem buradasın, ” dedi omuz silkerek. “Bir brendi içebilirsin.” Miranda bir süre tek kelime etmeden durdu, Turner, onun beynindeki vınlamayı duyduÄŸuna yemin edebilirdi. Nihayet, minik defterini kapının tarafındaki masaya koydu ve ilerledi. “yalnız bir tane, ” dedi. Turner gülümsedi. “Limitini bildiÄŸin için mi?” Miranda’nın gözleri onunkilerle buluÅŸtu. “Hayır, limitimi bilmediÄŸim için.” “Bu yaÅŸta bu bilgelik, ” diye mırıldandı. “On dokuzumdayım, ” dedi, ama küstahça deÄŸil, yalnız bir gerçeÄŸi dile getirircesine.
Son yorumlar