Sancaktepe Masaj Salonu Hizmeti Eda
Sancaktepe Masaj Salonu
Harry çevreına bakındı. Birisi ona bakıyormuş benzer biçimde bir his duyuyordu ama cadde boştu. Sancaktepe Masaj Salonu Karşıdaki sıra evlerin camından tek görebildiği şey koyu renk bir gökyüzü ve güneşti. Alkolden meydana gelen bir paranoya olmalıydı. “Pekala, ” dedi Harry. “Öyleyse şu an için yapabileceğimiz daha fazla bir şey yok.” Wilhelm çaresizlik içinde onlara bakıyordu.
“Merak etme, her şey yoluna girecek, ” dedi Harry. “Hayır, girmeyecek, ” diye cevapladı onu Wilhelm. Sesinde hava durumu sunucularınınki gibi sakin bir ifade vardı. “Gel buraya, Ivan!” diye tasmasından çekiştirerek bağırdı polis memuru. Köpek kaldırım taşının derhal kenarına park edilmiş bir VW Golfun ön tamponuna burnunu sokmaya çalışıyordu. Harry Wilhelm’in omzuna vururken yüzüne bakmamaya çalışıyordu. “tüm devriyelere haber verildi. Gece yansından önce ortaya çıkmazsa, arama ekibi kuracağız, tamam mı?”
Sancaktepe Masaj Salonu
Wilhelm cevap vermedi. Ivan Golf e doğru havlıyor ve oraya gitmeye çalışıyordu. “Bir dakika, ” dedi polis memuru. Başını nerede ise asfalta değecek kadar eğdi ve kolunu arabanın altına soktu. “Bir şey mi buldun?” diye sordu Harry. Işyar ayağa kalktı. Elinde yüksek topuklu bir hanım ayakkabısı vardı. Harry peşinde hıçkırıklara boğulan Wilhelm’in sesini duydu ve sordu: “Bu onun ayakkabısı mı, Wilhelm?” “aslabir şey yoluna falan girmeyecek, ” dedi Wilhelm. “hiçbir şey yoluna falan girmeyecek.”
PERŞEMBE VE CUMA. KABUSLAR. Perşembe öğleden sonra Rodeløkka’da bir postanenin önünde kırmızı bir posta arabası durdu. Kutunun içindekiler bir çuvala dolduruldu ve minibüsün arkasına özenle yerleştirilerek Biskop Gunnerus Gate 14 numaradaki herkesin Posta Sarayı olarak bildiği yere getirildi. Aynı akşam, posta merkezinde mektuplar boyutlarına göre
tasnif edilirken açık kahverengi renkteki kalınca zarf C5 formatındaki diğerlerinin yanına konuldu. Birkaç el değiştirse de zarf doğal olarak kimsenin dikkatini çekmeden adresine bakılırsa ayrıldı ve önce Ostland kutusuna oradan da 0032 numaralı posta kutusuna gitti.
Ertesi sabah teslim edilmeye hazır bir şekilde kırmızı minibüsün arkasındaki posta torbasının içinde yerini aldığında zaman gece olmuş, Oslo’daki çoğu insan çoktan uyumuşlardı. “Her şey düzelecek, ” dedi çocuk. Yuvarlak suratlı kızın başını okşarken, saçları eline yapışıyordu. Elektrik olmuştu
Son yorumlar